Bir gün Çilli Horoz çöplükte eşelenirken, ayağına bir diken
batmış. Çilli Horoz dikeni ayağından çıkarıp:
-Oh aman ne iyi, ne iyi. Benim de
bir dikenim oldu diye başlamış sevincinden hoplayıp zıplamaya. Kara tavuk,
horozun sevincine bir anlam verememiş.
-Bunda sevinecek ne var? Diken
senin ne işine yarar? diye soracak olmuş. Horoz:
-Bununla alışveriş yapacağım deyip,
kara tavuğun yanından çalımlı çalımlı yürüyerek uzaklaşmış. Doğru, ninenin
evine gitmiş. Nineye:
-Nineciğim, bu diken sende kalsın.
Az sonra gelip alırım demiş, çıkıp gitmiş.
Ninecik o sırada ekmek pişiriyormuş. Yakacak odunu bitmiş. Bakmış, horozun
getirdiği diken orada duruyor.
-Horoz da dikeni ne yapacak? İyisi
mi yakıp ekmeği pişireyim diye düşünmüş, dikeni ocağa atıp yakmış. Az sonra horoz
gelmiş. Nineden dikenini istemiş. Nine de:
-Ben onu ocağa atıp yaktım demiş.
Çilli Horoz:
-O tarafa koşarım, bu tarafa
koşarım, ninenin ekmeklerini alıp kaçarım deyip ekmekleri alıp kaçmış.
Az gitmiş, uz gitmiş, Yolda bir çobana rastlamış. Çilli Horoz çobana ekmekleri
vermiş. Sonra da:
-Çoban kardeş, bu ekmekler sende
kalsın, birazdan gelip alırım demiş, gitmiş.
Çoban, Çilli Horozu beklemiş, beklemiş, bakmış, ne gelen var ne giden, karnı da
fena halde acıkmış.
-Horozun gelip ekmekleri alacağı yok,
iyisi mi bunları süte doğrayıp bir güzel karnımı doyurayım demiş. Demiş
demesine ama, çok geçmeden Çilli Horoz çıkagelmiş.
-Hani benim ekmeklerim? diye sormuş
çobana. Çoban da:
-Ben onları süte doğrayıp yedim
demiş. Çilli Horoz:
-O tarafa koşarım, bu tarafa
koşarım, çobanın bir kova sütünü alıp kaçarım demiş ve sütü alıp kaçmış.
Çilli Horoz gide gide bir düğün evine rastlamış. Sütü düğün evine vermiş ve:
-Bu süt sizde kalsın. Ben az sonra
gelir alırım demiş. Gene çıkıp gitmiş.
Düğün sahibi sütün geldiğine pek sevinmiş. Hemen konuklara sürü ikram etmiş.
Derken Çilli Horoz gelip sütünü istediğinde düğün sahibi:
-Biz onu konuklara ikram ettik
demiş. Çilli Horoz:
-O tarafa koşarım, bu tarafa
koşarım, düğünün davulunu alıp kaçarım demiş. Davulu alıp kaçmış. Yüksek bir
tepeye çıkmış:
-Gümbe de güm! Dikeni verdim,
ekmeği aldım. Ekmeği verdim, sütü aldım. Güm güm! Sütü verdim, davulu aldım.
Gümbe de güm güm! diye davulu çalmaya başlamış. Çilli Horoz, davulu öyle coşkun
çalmış, öyle coşkun çalmış ki, sonunda davulla beraber tepeden aşağı
yuvarlanmış. Davul paramparça olmuş. Çilli Horoz da, güçlükle gözünü açmış, bir
de bakmış ki, kara tavuk yanında gülüp durmuyor mu? Çilli Horoz fena halde
kızmış:
-Benim davulum parçalandı, sen hâlâ
gülüyorsun diye çıkışmış. Kara tavuk:
-Hile ile ararsan kazancının
yolunu, işte böyle kırarsın kanadını, kolunu demiş. Sonra da almış Çilli Horozu
yanına, götürmüş yuvasına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder