6 Aralık 2013 Cuma

Çilli Horoz

Bir gün Çilli Horoz çöplükte eşelenirken, ayağına bir diken batmış. Çilli Horoz dikeni ayağından çıkarıp:
       -Oh aman ne iyi, ne iyi. Benim de bir dikenim oldu diye başlamış sevincinden hoplayıp zıplamaya. Kara tavuk, horozun sevincine bir anlam verememiş.
       -Bunda sevinecek ne var? Diken senin ne işine yarar? diye soracak olmuş. Horoz:
       -Bununla alışveriş yapacağım deyip, kara tavuğun yanından çalımlı çalımlı yürüyerek uzaklaşmış. Doğru, ninenin evine gitmiş. Nineye:
       -Nineciğim, bu diken sende kalsın. Az sonra gelip alırım demiş, çıkıp gitmiş.
Ninecik o sırada ekmek pişiriyormuş. Yakacak odunu bitmiş. Bakmış, horozun getirdiği diken orada duruyor.
       -Horoz da dikeni ne yapacak? İyisi mi yakıp ekmeği pişireyim diye düşünmüş, dikeni ocağa atıp yakmış. Az sonra horoz gelmiş. Nineden dikenini istemiş. Nine de:
       -Ben onu ocağa atıp yaktım demiş. Çilli Horoz:
       -O tarafa koşarım, bu tarafa koşarım, ninenin ekmeklerini alıp kaçarım deyip ekmekleri alıp kaçmış.
Az gitmiş, uz gitmiş, Yolda bir çobana rastlamış. Çilli Horoz çobana ekmekleri vermiş. Sonra da:
       -Çoban kardeş, bu ekmekler sende kalsın, birazdan gelip alırım demiş, gitmiş.
Çoban, Çilli Horozu beklemiş, beklemiş, bakmış, ne gelen var ne giden, karnı da fena halde acıkmış.
       -Horozun gelip ekmekleri alacağı yok, iyisi mi bunları süte doğrayıp bir güzel karnımı doyurayım demiş. Demiş demesine ama, çok geçmeden Çilli Horoz çıkagelmiş.
       -Hani benim ekmeklerim? diye sormuş çobana. Çoban da:
       -Ben onları süte doğrayıp yedim demiş. Çilli Horoz:
       -O tarafa koşarım, bu tarafa koşarım, çobanın bir kova sütünü alıp kaçarım demiş ve sütü alıp kaçmış.
Çilli Horoz gide gide bir düğün evine rastlamış. Sütü düğün evine vermiş ve:
       -Bu süt sizde kalsın. Ben az sonra gelir alırım demiş. Gene çıkıp gitmiş.
Düğün sahibi sütün geldiğine pek sevinmiş. Hemen konuklara sürü ikram etmiş. Derken Çilli Horoz gelip sütünü istediğinde düğün sahibi:
       -Biz onu konuklara ikram ettik demiş. Çilli Horoz:
       -O tarafa koşarım, bu tarafa koşarım, düğünün davulunu alıp kaçarım demiş. Davulu alıp kaçmış. Yüksek bir tepeye çıkmış:
       -Gümbe de güm! Dikeni verdim, ekmeği aldım. Ekmeği verdim, sütü aldım. Güm güm! Sütü verdim, davulu aldım. Gümbe de güm güm! diye davulu çalmaya başlamış. Çilli Horoz, davulu öyle coşkun çalmış, öyle coşkun çalmış ki, sonunda davulla beraber tepeden aşağı yuvarlanmış. Davul paramparça olmuş. Çilli Horoz da, güçlükle gözünü açmış, bir de bakmış ki, kara tavuk yanında gülüp durmuyor mu? Çilli Horoz fena halde kızmış:
       -Benim davulum parçalandı, sen hâlâ gülüyorsun diye çıkışmış. Kara tavuk:
       -Hile ile ararsan kazancının yolunu, işte böyle kırarsın kanadını, kolunu demiş. Sonra da almış Çilli Horozu yanına, götürmüş yuvasına...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder