5 Aralık 2013 Perşembe

Kamil Dede'nin Çakısı

Kamil dede hem çok iyi kalpli hem de çok bilgili imiş. Zamanını hiç boş geçirmezmiş. İşi olmadığı zamanlar bol bol kitap okur, bilgisini arttırırmış. Onu tanıyanlar bilmedikleri şeyleri gelip ona danışırlar ve aralarında:
       _"Şu dünyada her halde Kamil dedenin bilmediği hiç bir şey yoktur." diye konuşurlarmış.
       Kamil dedenin, Erdem ile Didem isminde iki torunu varmış. Erdem çok akıllı imiş, iki kere ikinin dört ettiğini bilir, soranlara bir çırpıda söyleyiverirmiş. Didem ise hem çok akıllı imiş, hem de çok iyi koşarmış. Belki inanmazsınız ama çocuklar, Didem istese rüzgarı bile geçebilirmiş.
       Bir gün Kamil dede hanımı Nimet nineye:
       -"Yiyecek bir şeyler hazırla şu çocuklara kıra çıkalım." demiş.
       Nimet nine de çok güzel kurabiyeler, çörekler yapmış. Beraberce kıra gitmişler.
       Kırda Kamil dede kuyudan su çekerken birden cebinden sedef kaymalı değerli çakısı kaymış, cumburlop diye kuyunun içine düşüvermiş.
       Kamil dede, çakısının kuyuya düşmesine çok üzülmüş. Çünkü çakı babasının ona armağanı imiş. Ne yapacağını, çakıyı kuyudan nasıl çıkaracağını kara kara düşünürken Erdem yanına gelmiş.
       -"Dedeciğim, ben o çakının kuyudan nasıl çıkarılabileceğini biliyorum. Bir mıknatıs olsa iple kuyuya sarkıtır, çakıyı çıkarabiliriz." demiş.
       Didem de:
       -"Ben çok iyi koşarım, isterseniz koşarak gidip evden iple mıknatıs getirebilirim." demiş
       Kamil dede evin anahtarını Didem'e vermiş. Rüzgardan bile hızlı koşan Didem çok kısa bir sürede gidip mıknatısla ipi getirmiş. Ve kamil dede çakısını kuyudan çıkarmış.
       Olanları bir tarafta sessizce izlemekte olan Nimet nine, Kamil dedeye:
       -"Bey, bak herkes bilmediği şeyleri gelip senden sorup öğrenirken bu kez çakının kuyudan nasıl çıkarılabileceğini sen torunundan öğrendin." demiş.
       Kamil dede:
       -"E... dünyada öğrenilecek o kadar çok şey var ki... Değil bir ömür birkaç ömür birleşse gene de yetmez. Öğretmenin sınırı yok ki. Sırasında küçük bir çocuktan bile bir şeyler öğrenebiliriz." demiş. Sonra Erdem ile Didem'e dönerek: "Çocuklar vaktinizi sakın boşa harcamayın. Daima bir şeyler öğrenmeye çalışın. Ne kadar çok şey öğrenirseniz o kadar karlı sayılırsınız." diye öğüt vermiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder