Doğrusu bu ya çocuklar Metin'in hiç de güzel olmayan bir
huyu varmış. Bütün arkadaşlarının kendisine kötü davrandığını sanır, bu yüzden
üzülür dururmuş. En küçük bir olayda koşup arkadaşlarını annesine, babasına
şikayet edermiş.
Annesi ile
babası Metin'in bu şikayetlerinden bıkıp usanmışlar artık.
Bir gün Metin
gene arkadaşlarını babasına şikayet ederken babası:
-"Oğlum."
demiş. "Senin hiç mi iyi huylu bir arkadaşın yok? Bütün çocuklar kötü
olamaz ki. Neden durmadan arkadaşlarında kusur arayıp duruyorsun. Biraz da
onların iyi yanlarını görsene. Bir daha bana şikayete gelme."
O günden sonar
Metin arkadaşlarını annesine babasına bir daha şikayet etmemiş. Ama bir gün
babası onu ceplerine ufak ufak taşlar yerleştirirken görmüş. Metin'e o taşları
ne yapacağını sormuş, o da:
-"Eğer
arkadaşlarım bana bir kötülük yapacak olursa bunlarla kendimi
koruyacağım." demiş.
Aradan bir kaç
gün geçmiş. Bu kez de babası Metin'i elinde kocaman bir sopa ile dolaşırken
görmüş, yanına gitmiş, sopayı ne yapacağını sormuş, Metin de:
-"Bu sopa
ile kendimi düşmanlarımdan koruyacağım." diye cevap vermiş.
Metin'in babası
üzülerek Metin'e:
-"İnsanların
düşmanlarına karşı tedbirli davranmaları kuşkusuz iyi bir şeydir, ama herkesi
kendine düşman sanması hiç de doğru bir davranış değildir. Bu seni rahatsız
etmiyor mu?" demiş ve oradan ayrılmış.
O gece Metin
rüyasında bembeyaz sakallı yaşlı bir adam görmüş. Yaşlı adam, Metin'i içinde
yılanların bulunduğu cam bir kavanozun yanına götürmüş. Ona yılanları
göstererek onları sevimli bulup bulmadığını sormuş. Metin:
-"Yılanlar
hiç sevimli olur mu? Dünyanın en sevimsiz hayvanlarıdır onlar. Ben yılanları
hiç sevmem." demiş.
Yaşlı adam:
-"Yılanların
özellikleri nedir bilir misin? Doğal düşmanlarına karşı daima tetikte olan,
bitip tükenmeyen nefretleri. Yılanlar herkesi kendine düşman sanırlar. Bu
yüzden de daima tetiktedirler. Karşıdakinin en küçük hareketinden kendisine
kötülük yapacağını sanıp hemen saldırıya geçerler. İşte bu yüzden hiç de
sevimli değillerdir. Oysa onların düşman sandığı kimseler yılanların kendilerini
zehirlemeyeceğinden emin olsalar belki de onlara hiç bir kötülükte
bulunmayacaklar, her görülen yerde öldürmeyeceklerdir."
Yaşlı adam
sonra da metin'i serçelerin bulunduğu yere götürmüş. Ona serçeleri sevimli
bulup bulmadığını sormuş.
Metin:
-"Ah
sevmez olur muyum hiç. Serçeleri çok sevimli bulurum. Onları hasta veya yaralı
gördüğümde alıp tedavi ederim. Yeniden uçmalarını sağlarım." demiş.
Yaşlı adam:
-"Serçelerin
sevimli oluşları sevecenliklerindedir. Onların kendilerini koruyacak silahları
yoktur ama kötü kalpli kimseler dışında hiç kimse serçelere zarar vermek
istemez. Yılanların zehirleri gibi silahları olduğu halde serçelerden daha çok
öldürülürler. Düşmana karşı kuvvetli olmak elbette güzel bir şey. Ama herkesi
düşman sanıp daima kusur aramak ve tetikte beklemek işte bu güzel değil. Onun
için önce insanlara karşı iyi niyetli olalım. Arkadaşlarımız için iyi şeyler
düşünelim ki onlar da bizim için iyi şeyler düşünsünler."
Metin
uykusundan uyanınca yaşlı adamın sözlerini çok yerinde bulmuş, ondan sonra da
arkadaşları hakkında iyi şeyler düşünüp onlarla iyi geçinmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder