Bundan senelerce önce bir köyde yoksul bir çiftçi ailsi
yaşarmış. Bu ailenin: Ali, Veli, Can, Cem, Tuna, Suna isminde altı çocukları
varmış. Kardeşlerden Ali, Veli, Can, Cem, Tuna kendilerini hem çok akıllı hem
de çok bilgili sandıklarından babalarının tüm ısrarına rağmen okula hiç
gitmemişlermiş. En küçük kardeşleri Suna ise kendini yeterince akıllı
buluyormuş ama hiç bir zaman çok bilgili olduğunu sanmıyormuş. Bu yüzden bir
gün babasına:
-"Babacığım
ben okula gidip bilgimi arttırmak istiyorum." demiş.
Suna'nın bu
isteği babasını pek sevindirmiş. Hemen küçük kızının elinden tutarak götürmüş,
bir okula yazdırmış.
Diğer kardeşler
Suna'nın okula gideceğini öğrenince ona çok acımışlar:
-"Vah
zavallı kardeşimiz vaah. Meğer ne kadar bilgisizmişsin de bizim hiç haberimiz
yokmuş. Bari okula gidip bir şeyler öğren de bizim gibi bilgili ol."
demişler.
Aradan epey
zaman geçmiş. Belki bir yıl, belki birkaç yıl...
Bir gün
çocukların babası üzgün eve gelmiş. Çocukları yanına çağırıp onlara:
-"Yavrularım,
biliyorsunuz ailemiz çok kalabalık. Kazancım artık sizleri geçindirmeye
yetmiyor. Karar verdim, kente gidip çalışıp biraz para biriktireceğim. Sizler
burada annenizi üzmeyin birbirinizle iyi geçinin." demiş. Sonra da kısa
bir sürede hazırlığını yapıp kente çalışmaya gitmiş.
Çocuklar
babalarını taa köyün dışına kadar uğurlamışlar. Dönüşte en büyükleri Ali göz
yaşlarını tutamamış, başlamış ağlamaya. Diğer kardeşler Ali'ye:
-"Sevgili
ağabeyimiz neden ağlıyorsun?" diye sormuşlar. O da:
-"Babam
kentte 365 gün kalacağını söyledi. Düşünün 365 gün sayısı ne çok. Saymakla
bitmez. Babamı çok özleyeceğimi düşünüp ağlıyorum." demiş.
Bu sözleri
işiten Veli:
-"Sen
yanılıyorsun ağabeyciğim. Babam kentte 365 gün değil 52 hafta kalacak. Eh 52
sayısı da çok, ama; 365'le kıyaslarsan o kadar uzun sayılmaz değil mi?"
Üçüncü kardeş
Can, hayretle söze karışmış:
-"Sanıyorum
her ikiniz de yanılıyorsunuz. Babam bana kentte sadece ve sadece 12 ay
kalacağını söyledi. 12 sayısı nedir ki, istesem bir solukta sayar
bitiririm." demiş.
Kardeşlerden
Cem başını iki yana sallayıp:
-"Allah,
Allah. Babam bana da kentte top topu 4 mevsim kalacağını söylemişti. 4 sayısı
çok sayılmaz. Bir, iki, üç, dört, işte çabucak saydım bitti. Bu da demektir ki
babamız kentten çabucak dönecek."
Beşinci kardeş
Tuna ise:
-"Doğrusu
babam hepimize ayrı ayrı şeyler söylemiş. Bana da kentte bir yıl kalacağını
söyledi. Acaba babamız bizlere neden yalan söylemek gereğini duydu. Oysa bugüne
kadar onun yalan söylediğini hiç işitmemiştik." diye söze karışmış.
O sırada bütün
bu konuşmaları sessizce dinlemekte olan Suna, gülmemek için kendini güç
tutuyormuş. Sonunda dayanamayıp:
-"Sevgili
ağabeylerim, ablalarım; babamız hiç birinize yalan söylememiş. Çünkü bir yıl
365 gündür. Ayrıca bir yılda 52 hafta, 12 ay, 4 mevsim vardır. Her hafta 7
gündür. Ayların ise kimisi 30 kimisi 31 ç.eker. Yalnız Şubat ayı 28 gündür. O
da 4 yılda bir 29 gün olur. O zaman da o yıl 366 gün sürer. Her mevsimde de üç
ay vardır."
Ali, Veli, Can,
Cem, Tuna kardeşlerinin bu bilgisi karşısında şaşkına dönmüşler, ona bu
bilgileri nasıl edindiğini sormuşlar.
Suna da:
-"Bütün bu
bilgileri okulda öğretmenimden öğrendim. Dahası ben haftanın yedi gününün
isimlerini, ayların ve mevsimlerin isimlerini de biliyorum. Ama sizlere bunları
söylemeyeceğim. Siz de okula gidip kendiniz öğrenin." demiş.
Ali, Veli, Can,
Cem , Tuna işte o zaman pek de bilgili olmadıklarını anlamışlar, vakit
geçirmeden gidip bir gece okuluna yazılmışlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder