25 Şubat 2014 Salı

Çiftçinin Küçük Kızı

Bundan senelerce önce bir köyde yoksul bir çiftçi ailsi yaşarmış. Bu ailenin: Ali, Veli, Can, Cem, Tuna, Suna isminde altı çocukları varmış. Kardeşlerden Ali, Veli, Can, Cem, Tuna kendilerini hem çok akıllı hem de çok bilgili sandıklarından babalarının tüm ısrarına rağmen okula hiç gitmemişlermiş. En küçük kardeşleri Suna ise kendini yeterince akıllı buluyormuş ama hiç bir zaman çok bilgili olduğunu sanmıyormuş. Bu yüzden bir gün babasına:
       -"Babacığım ben okula gidip bilgimi arttırmak istiyorum." demiş.
       Suna'nın bu isteği babasını pek sevindirmiş. Hemen küçük kızının elinden tutarak götürmüş, bir okula yazdırmış.
       Diğer kardeşler Suna'nın okula gideceğini öğrenince ona çok acımışlar:
       -"Vah zavallı kardeşimiz vaah. Meğer ne kadar bilgisizmişsin de bizim hiç haberimiz yokmuş. Bari okula gidip bir şeyler öğren de bizim gibi bilgili ol." demişler.
       Aradan epey zaman geçmiş. Belki bir yıl, belki birkaç yıl...
       Bir gün çocukların babası üzgün eve gelmiş. Çocukları yanına çağırıp onlara:
       -"Yavrularım, biliyorsunuz ailemiz çok kalabalık. Kazancım artık sizleri geçindirmeye yetmiyor. Karar verdim, kente gidip çalışıp biraz para biriktireceğim. Sizler burada annenizi üzmeyin birbirinizle iyi geçinin." demiş. Sonra da kısa bir sürede hazırlığını yapıp kente çalışmaya gitmiş.
       Çocuklar babalarını taa köyün dışına kadar uğurlamışlar. Dönüşte en büyükleri Ali göz yaşlarını tutamamış, başlamış ağlamaya. Diğer kardeşler Ali'ye:
       -"Sevgili ağabeyimiz neden ağlıyorsun?" diye sormuşlar. O da:
       -"Babam kentte 365 gün kalacağını söyledi. Düşünün 365 gün sayısı ne çok. Saymakla bitmez. Babamı çok özleyeceğimi düşünüp ağlıyorum." demiş.
       Bu sözleri işiten Veli:
       -"Sen yanılıyorsun ağabeyciğim. Babam kentte 365 gün değil 52 hafta kalacak. Eh 52 sayısı da çok, ama; 365'le kıyaslarsan o kadar uzun sayılmaz değil mi?"
       Üçüncü kardeş Can, hayretle söze karışmış:
       -"Sanıyorum her ikiniz de yanılıyorsunuz. Babam bana kentte sadece ve sadece 12 ay kalacağını söyledi. 12 sayısı nedir ki, istesem bir solukta sayar bitiririm." demiş.
       Kardeşlerden Cem başını iki yana sallayıp:
       -"Allah, Allah. Babam bana da kentte top topu 4 mevsim kalacağını söylemişti. 4 sayısı çok sayılmaz. Bir, iki, üç, dört, işte çabucak saydım bitti. Bu da demektir ki babamız kentten çabucak dönecek."
       Beşinci kardeş Tuna ise:
       -"Doğrusu babam hepimize ayrı ayrı şeyler söylemiş. Bana da kentte bir yıl kalacağını söyledi. Acaba babamız bizlere neden yalan söylemek gereğini duydu. Oysa bugüne kadar onun yalan söylediğini hiç işitmemiştik." diye söze karışmış.
       O sırada bütün bu konuşmaları sessizce dinlemekte olan Suna, gülmemek için kendini güç tutuyormuş. Sonunda dayanamayıp:
       -"Sevgili ağabeylerim, ablalarım; babamız hiç birinize yalan söylememiş. Çünkü bir yıl 365 gündür. Ayrıca bir yılda 52 hafta, 12 ay, 4 mevsim vardır. Her hafta 7 gündür. Ayların ise kimisi 30 kimisi 31 ç.eker. Yalnız Şubat ayı 28 gündür. O da 4 yılda bir 29 gün olur. O zaman da o yıl 366 gün sürer. Her mevsimde de üç ay vardır."
       Ali, Veli, Can, Cem, Tuna kardeşlerinin bu bilgisi karşısında şaşkına dönmüşler, ona bu bilgileri nasıl edindiğini sormuşlar.
       Suna da:
       -"Bütün bu bilgileri okulda öğretmenimden öğrendim. Dahası ben haftanın yedi gününün isimlerini, ayların ve mevsimlerin isimlerini de biliyorum. Ama sizlere bunları söylemeyeceğim. Siz de okula gidip kendiniz öğrenin." demiş.

       Ali, Veli, Can, Cem , Tuna işte o zaman pek de bilgili olmadıklarını anlamışlar, vakit geçirmeden gidip bir gece okuluna yazılmışlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder