27 Şubat 2014 Perşembe

Kurbağa Zıp Zıp

Kurbağa Zıp Zıp'a göre onun arkadaşları ile iyi geçinememesinin tek nedeni varmış. O da doğru sözlü olmasıymış. Evet, evet... Yanlış anlamadınız çocuklar, kurbağa Zıp Zıp önüne gelene aynen şöyle söylüyormuş:
       -"Arkadaşlarımın hiç biri beni sevmiyor, beni görünce köşe bucak kaçıyorlar. Çünkü ben doğruyu yüzlerine yüzlerine söylüyorum. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış zaten."
       Küçük Zıp Zıp her gün sabahın erken saatlerinde kalkar gölde bembeyaz bir nilüferin üstüne oturur, oradan yöreyi dikkatle izlermiş. Gözüne ilk kestirdiğinin yanına tam üç sıçrayışta varırmış. Eğer bu bir hindi ise yüzünü buruşturur, son derece üzüntülü bir tavır takınır:
       -"Vah, vah, vah. Senin kadar çirkin boyunlu birini daha görmedim. Ne o öyle, casvacvlak..."
       Ördek yada kaz görünce de, bir eli ile ağzını kapatır, gülmesinin önüne zor geçiyormuş gibi yapar ve:
       -"Ayol sizler de pek komik yürüyorsunuz yani, paytak paytak. Şöyle biraz daha zarif yürüyemezsiniz sanki." diyerek onlarla alay edermiş.
       Horozun ibiğinin kocaman oluşunu, tavuğun yumurtladığı zaman fazla gıdakladığını durmadan eleştirir, onların kızdığını ya da üzüldüklerini görünce de:
       -"Doğruyu söylediğim için mi kızıyorsunuz. Ne yapayım sizin hatırınız için yalan söyleyemem ya." dermiş.
       Zamanla bütün hayvanlar kurbağa Zıp Zıp'ın sözlerinin etkisinde kalmışlar, kendilerini çok çirkin görmeye başlamışlar. Bu yüzden de neşeleri kaçmış yüzleri gülmez olmuş.
       Günlerden bir gün bilgin tavşan o yöreden geçerken hayvanların mutsuzluğu dikkatini çekmiş. Yanlarına gidip nedenini sormuş. Onlar da kendilerini çok çirkin buldukları için mutsuz olduklarını söylemişler.
       Bilgin tavşan çok şaşırmış:
       -"Bana sorarsanız hiç biriniz çirkin değilsiniz. Hepiniz de ayrı ayrı güzelsiniz. Sizin çirkin bulduğunuz organlarınızın ise bilseniz size ne çok yararı var." demiş.
       Horoz:
       -İyi ama Zıp Zıp kurbağa bunların kusur olduğunu söyleyip bizimle alay ediyor." diye cevap vermiş.
       Bilgin tavşan:
       -"Bütün bunları size Zıp Zıp kurbağa mı söylüyor? Öyle ise onu çabuk buraya çağırın." demiş.
       Horoz, koşarak gidip Zıp Zıp kurbağayı getirmiş.
       Zıp Zıp kurbağa bilgin tavşanı görünce başlamış kahkahalarla gülmeye.
       Bilgin tavşan uzun süre kurbağanın gülmesinin geçmesini beklemiş. Sonunda Zıp Zıp kurbağa biraz kendine gelir gibi olunca ona bu kadar çok gülmesinin sebebini sormuş.
       Zıp Zıp kurbağa:
       -"Hayatımda senin kadar komik kulaklı birini görmedim. Şu koca kulakları hangi eşekten ödünç aldın? Bu kulaklarla ne kadar komik olduğunun farkında değil misin yoksa?" demiş.
       Bilgin tavşan:
       -"Ben kulaklarımdan çok memnunum. Ya sen; patlak patlak gözlerin, şiş göbeğin, sıska bacaklarınla ne denli çirkin olduğunun farkında mısın? Ayrıca sesin de duyduğum seslerin en bedi," diye cevap vermiş.
       Zıp Zıp kurbağanın kusurları ilk kez yüzüne karşı söyleniyormuş. Bir an ne yapacağını bilememiş. Çok üzülmüş. Üzüntüsünden başlamış ağlamaya.
       Bilgin tavşan:
       -"Başkalarının kusurları ile alay etmeden önce, kendimizi onların yerine koymalıyız. Doğru sözlü olmak kuşkusuz güzel bir şey. Bize bir şey sorulduğu zaman en doğruyu söylemeliyiz. Ama doğruyu söyleyeceğim diye durup dururken başkalarının kusurlarını yüzlemek, onlarla alay etmek işte bu hem çok çirkin hem de çok ayıp bir davranıştır. Üstelik bunun kimseye yararı da olmaz." demiş.

       Zıp Zıp kurbağa haksızlığını anlamış. Bütün hayvanlardan özür dilemiş. Bir daha da kimseye kusur bulmamış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder