Bir zamanlar bir kentin alçak gönüllü ve çok iyi bir valisi
varmış.
Vali, tanısın
tanımasın herkesle selamlaşır, hatırlarını sorar gönüllerini alırmış. Kendisine
işi düşenlere de severek yardım edermiş.
Bu iyi kalpli
valinin oldukça kötü bir huyu varmış. Kim ne söylese hemen inanıverirmiş.
Günlerden bir
gün valinin yanına dalkavuk ve bencil bir yardımcı tayin olmuş. Ama kent
halkına karşı hiç de iyi davranmıyormuş. Canının istediğine yardım ediyor,
istemediğine ise yüksekten bakıp haklı olsun olmasın en küçük bir yardımda dahi
bulunmuyormuş. Üstelik sevmediği insanları valiye gizli gizli kötüleyip onları
valinin gözünden düşürüyormuş.
Bu durum
kentlileri zamanla tedirgin etmeye başlamış. Artık halk validen eskisi kadar
hoşnut değilmiş. Zamanla halkın bu hoşnutsuzluğu padişahın kulağına kadar
gitmiş. Padişah valiyi o güne kadar hiç görmemişmiş. Ama yaptığı hareketlerden
ötürü onu çok beğenirmiş. Bu yüzden gözü ile görmeden, araştırıp sormadan
valiyi işinden almak istememiş.
Bir gün kıyafet
değiştirerek iyi kalpli valinin bulunduğu kentteki vali konağına gitmiş. Vali
konağında onu ilk önce dalkavuk vali yardımcısı karşılamış. Padişah kıyafet
değiştirdiği için onu tanımamış ve sinirli sinirli ona ne istediğini sormuş.
Padişah:
-"Çok
önemli bir iş için vali ile görüşmek istiyorum." demiş.
Vali
yardımcısı:
-"Sen kim
oluyorsun da koskoca valinin huzuruna çıkmaya cesaret edebiliyorsun. Hemen çık
git buradan." diye bağırmış.
Padişah:
-"Ben bir
vatandaşım, çok önemli bir işim var mutlaka vali ile görüşmeliyim." diye
diretince, dalkavuk vali yardımcısı konaktaki görevlileri çağırıp padişahı
dışarıya attırmaya kalkışmış. O sırada sesleri işiten vali odasından çıkıp
neler olduğunu sormuş.
Padişah:
-"Sayın
valim sizinle görüşmek istiyorum ama yardımcınız bırakmıyor." demiş.
Vali de
padişahı tanımıyormuş ama onu gülümseyerek selamlamış ve:
-"Buyurun,
buyurun görüşelim." demiş.
Sözünün yere
düştüğünü gören dalkavuk vali yardımcısı hemen araya girip valiye:
-"Aman
sayın valim ben bu adamı çok iyi tanıyorum. Yalancı, dalaverecinin biridir.
Sakın onunla görüşmeyin başınıza bir iş açar." deyip valiyi padişahla
görüşmemesi için ikna etmiş. Sonra da dışarı çıkıp padişaha:
-"Valinin
bir işi çıktı seninle görüşemeyecek." demiş.
Padişah son
derece öfkeli saraya dönmüş. Hemen o gün haber salıp vali ile yardımcısını
huzuruna çağırmış. Vali ile vali yardımcısı saraya varıp padişahın huzuruna
çıkmışlar. Vali yardımcısı padişahın huzurunda öylesine yerlere kadar eğilmiş
ki uzun bir süre padişahın yüzünü görememiş. Ama vali daha kapıdan içeriye
adımını atar atmaz padişahı tanımış, yaptığı hatayı anlayıp koşarak gidip
padişahın elini öperek kendisini bağışlamasını dilemiş. Dalkavuk ancak o zaman
başını kaldırıp padişahın yüzüne bakmış, yaptığı yanlışın farkına vararak
padişahın ayaklarına kapanmış, kendisini affetmesi için yalvarmış. Ama padişah
dalkavuğu affetmemiş işinden atmış. İyi kalpli
valiye de bir daha başkalarının sözleri ile değil kendi gözlemlerine
dayanarak hareket etmesini, biri hakkında karar verirken de hiç olmazsa birkaç
kişiden bilgi alıp öyle karar vermesini tembih etmiş. Vali, padişahın
dediklerini o günden sonra aynen uygulayıp kent halkının yeniden sevgisini
kazanmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder