Şu karşı dağın ardındaki köyde bir zamanlar İbo ile Memiş
adında iki komşu çocuğu varmış.
Bir gün, bu
çocukların babaları çocukların; hem sanat öğrenmeleri hem de para kazanıp
kendilerine yardımcı olmaları için kente götürüp iyi bir ustanın yanına çırak
olarak vermeyi kararlaştırmışlar.
Kısa zamana
hazırlıklarını yapıp her iki baba da çocuğunu anına alarak birlikte kente
gitmişler. Kentte işleri rast gitmiş, daha ilk geldikleri gün her iki çocuğa da
aynı ustanın yanında iş bulmuşlar.
Usta hem çok
dürüst, hem de çok iyi kalpli imiş. İbo ile Memiş'in babaları köye dönmeden
çocuklarını karşılarına alarak onlara:
-"Ustanız
çok iyi bir insan, sakın sözünden çıkmayın, tembellik edip de ustanızı
üzmeyin." diye öğüt vermişler, sonra da vedalaşıp köylerine dönmüşler.
İbo, pek iyi
kalpli bir çocuk değilmiş. Üstelik çok da tembelmiş. Memiş'e:
-"Sen boş
ver onların sözlerini. Doğrusu ben yalnız usta yanımızda iken çalışacağım. O
gidince yan gelip yatacağım. Aklın varsa sen de benim gibi yaparsın."
demiş. Ama Memiş:
-"Ben hiç
de senin gibi düşünmüyorum. Ben aldığım parayı hak etmek isterim. Hem ne kadar
çok çalışırsam o kadar çok şey öğrenirim." demiş.
Her iki çocuk
da dedikleri gibi yapmışlar. İbo yalnız usta yanında iken çalışmış, diğer
zamanlarda rahatına bakmış. Memiş ise var gücü ile çalışıp bir şeyler öğrenmeye
bakmış.
Usta çok akıllı
bir adammış. Çok geçmeden durumu anlamış. Memiş'e çok çalışmasının karşılığı
olarak sık sık bahşiş vermeye başlamış. Memiş de iyi kalpli olduğu için aldığı
bahşişlerin yarısını götürüp İbo'ya veriyormuş. İbo, Memiş'in bu iyiliğine
karşı ona teşekkür edeceğine:
-"Usta
mutlaka bahşişi ikimiz için veriyordu. Hem de kim bilir ne veriyordur da Memiş
çoğunu kendine ayırıp azını bana vererek beni kandırıyordur. Ama bir gün bir
yolunu bulur her şeyi ustaya anlatacak, onu ustanın gözünden düşüreceğim."
diye için için Memiş'e kızıp diş biliyormuş.
Ustanın Memiş'i
işe gönderdiği bir gün İbo fırsattan yararlanıp:
-"Ustacığım
bilirsiniz ben Memiş'i çok severim. Ama o pek dürüst bir çocuk değil. Sizin
ikimiz için verdiğiniz bahşişlerin çoğunu kendisine ayırıyor pek azını bana
veriyor. İyisi mi bundan sonraki bahşişi bana verin, ben hak geçirmeden
aramızda pay edeyim." demiş.
İbo'nun sözleri
ustayı fena halde kızdırmış, ona:
-"Sen
yalnız tembel bir çocuk değil aynı zamanda yalancı ve kötü kalpliymişsin de.
Ben o bahşişleri çok çalıştığı için yalnız Memiş'e veriyordum. Sen onun iyi
kalpliliğine karşı ona iftira atıyorsun. Bundan sonra tembelliğinden ötürü sana
daha az haftalık vereceğim. Memiş'in haftalığını da iki katına çıkaracağım.
İstersen burada çalışırsın, istemezsen kendine başka bir yer ararsın."
demiş.
O sırada bir
şey unuttuğu için yoldan geri dönen Memiş, kapının önünde bütün bu
konuşulanları işitmiş. Arkadaşının kendisi için söylediklerine çok üzülmüş,
gene de ustasına:
"Ustacığım
ne olur bu defalık İbo'yu bağışla. Bundan sonra daha çok çalışır, haftalığını
kesme" diye rica etmiş.
Usta da
Memiş'in hatırı için İbo'nun haftalığını kesmemiş ama Memiş'in haftalığını
arttırmış.
Böylece İbo
yaptığı kötülüğün karşılığını anlamış, hem de Memiş'ten aldığı bahşişten olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder