Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, örümcekler yol
yapar, çekirgeler saz çalar, fareler göbek atarmış eski hamam içinde. Benim ne
örümceğin yoluna, ne çekirgenin sazına, ne de farenin oyununa sözüm var. Benim
sizlere anlatacak küçücük bir öyküm var.
Bir zamanlar ülkelerin birinde bir kral yaşarmış. Kral deyip
geçmeyin. Her kral birbirine benzer mi? Benzemez elbette. Bu kral da bir
sinirli imiş, bir sinirli imiş ki sormayın. Kazara birisi yanında bir söz söyleyecek olsa hemen: “Höst...” diye
bağırır, onu söylediğine söyleyeceğine bin pişman edermiş. Bu yüzden de ülkede
ona (Höst höst kral) adını takmışlar.
Doğrusunu isterseniz çocuklar, Höst Höst Kral da bu denli
sinirli oluşundan kendisi de hiç memnun değilmiş. Ama güler yüzlü olmak da bir
türlü elinden gelmezmiş.
Bir gece Höst Höst Kral yolda yürürken küçük bir kulübeden
neşeli seslerin geldiğini işitmiş. O günden sonra her gün o kulübenin önünden
geçmeyi adet edinmiş. Her seferinde de neşeli seslerin geldiğini işitince
şaşırıp kalmış.
Kendi kendine:
-“Allah Allah, ben koca bir kral olduğum, kocaman saraylarda
oturduğum halde mutlu olamıyorum da bu küçücük kulübede oturanlar nasıl bu
denli mutlu olabiliyorlar acaba?” demiş.
Bir gün kulübenin sahibini yanına çağırıp sormuş. Adam:
-“Sayın kralım, benim üç tane altın topum var. Geceleri
hanımla birlikte onlarla oynar, eğleniriz.” diye cevap vermiş.
Kral, adam gittikten sonra haznedarı çağırıp beş tane altın
top yaptırmasını emretmiş. Haznedar, hemen emri yerine getirip beş tane altın
top yaptırıp krala vermiş. Kral, “O adam üç tane altın topla mutlu olduğuna
göre, ben beş topla daha mutlu olabilirim.” diye düşünerek, toplardan birini
kaptığı gibi kraliçeye atmış. Top kraliçenin kafasına çarpıp onu yaralamış.
Zavallı kraliçe acılar içinde kıvranmış. Kral, eğlenmek şöyle dursun büsbütün
sinirlenmiş ve kulübenin sahibini çağırtıp:
-“Seni yalancı adam seni. Hani toplar bizi eğlendirecekti?
Ben üç yerine beş altın top yaptırdığım halde hiç eğlenemedim. Üstelik kraliçe
de yaralandı.” diye bağırmış.
Kulübenin sahibi:
-“Sayın kralım, bağışlayın beni. Ben top derken üç
çocuğumdan söz etmek istemiştim. Benim üç tane çocuğum var. Geceleri hanımla
birlikte onlarla oynar, eğleniriz. Altın top dediğim, benim çocuklarımdır.”
demiş.
İşte o günden sonra kral çocukları çok sevmiş. Onları
yanından hiç ayırmamış. Böylece de mutlu olmuş. Bir daha da ona kimse Höst Höst
Kral dememiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder