18 Ocak 2017 Çarşamba

Devenin Kibiri



         Sibel okuldan eve döndüğünde annesi onu bir müjde ile karşılamış.
         -“Gözün aydın Sibel’ciğim. Karşı daireye taşınan komşunun sen yaşlarda bir çocuğu var. Görsen ne güzel bir çocuk. Adı da Ayşe.” demiş.
         Sibel bu habere öyle sevinmiş, öyle sevinmiş ki sormayın. Sevincinden “yaşasın” diye havaya sıçramış. Çünkü, Sibel’lerin apartmanda sekiz aile oturuyormuş, hiç birinin Sibel’le oynayabilecek yaşta çocuğu yokmuş.
         Sibel, ilkokul dördüncü sınıfa gidiyormuş. Hoş hem okulda hem de mahallede pek çok arkadaşı varmış ama ayni apartman içinde bir arkadaşın oluşu başka imiş. İnsan istediği zaman kapısını çalıp konuşabilir, oynayabilirmiş. Sibel aynen böyle düşünüyormuş.
         Ertesi gün Sibel bu yeni arkadaşını görebilmek için pencerenin yanından hiç ayrılmamış. Derken Ayşe, annesi ile birlikte bahçeye çıkmış. Sibel Ayşe’yi görür görmez çok beğenmiş. Ayşe gerçekten çok güzel bir çocukmuş. Bir ara Ayşe, Sibel’in bulunduğu pencereye doğru bakmış. Sibel’in kalbi o anda sevinçle dolup taşmış, gülerek ona el sallamış. Aaaa.. Ama  da nesi? Ayşe onu hiç görmezden gelip başını başka tarafa cevirivermemiş mi? Ayşe’nin bu davranışı Sibel’i hem çok üzmüş, hem de şaşırtmış. Pencereye dayanıp öylece beklemiş. Az sonra Ayşe pencereye doğru yeniden bakmış. Sibel bu kez çekinerek arkadaşına hafiften gülümsemiş. Ayşe gene hiç gülümsemeden başını çevirmiş. İşte o zaman Sibel fena halde sinirlenmiş ve içinden “görecek o, onunla hiç konuşmayacağım. Arkadaşlarıma da söyleyeceğim bu kibirli çocukla arkadaşlık etmesinler diye geçirmiş.
         Düşündüğü gibi de yapmış. Mahalledeki bütün çocuklara Ayşe’nin çok kibirli biri olduğunu söyleyip onunla oynamamalarını, arkadaşlık etmemelerini sağlamış.
         Böylece günler geçmiş. Bir gün Sibel ve arkadaşları bahçede oynuyorlarmış. Ayşe de bir kenarda durmuş üzgün üzgün onları seyrediyormuş. Sibel’in annesi oradan geçerken bu durumu görmüş. Çocukların yanına gidip Ayşe ile neden oynamadıklarını sormuş.
         Sibel:
         -“O çok kibirli bir çocuk da onun için oynamıyoruz.” demiş.
         Sibel’in annesi:
                   -“Yok canım, hiç sanmıyorum. Neden kibirli olsun ki?” diye sormuş.
         Sibel:
         -“Belki de çok güzel olduğu için kibirleniyordur.” demiş.
         Sibel’in annesi:
         -“Bak bunda yanılıyorsun yavrum. Kibirli olmanın güzellikle, çirkinlikle hiçbir ilgisi yok. Bazı insanlar çok güzel de olsalar, yetenekli de olsalar, meşhur ya da varlıklı da olsalar kibirlenmezler. Ama bazı insanlar, hiçbir özellikleri olmadığı halde kibirlidirler. Ancak karakter itibariyle zayıf insanlar kibirli olurlar. Kibir çoğu zaman aşağılık duygusundan ileri gelir. Olgun insanlar asla kibirli olmazlar.” demiş.
         O sırada Sibel’in arkadaşı Güler:
         -“Evet teyze haklı.” diye söze karışmış. “Deve ne kadar çirkin bir hayvandır. Her tarafı eğri büğrü... Ama öyle bir kibirlidir ki; yürürken, başını sağa sola çevirirken kibirinden geçilmez.” demiş.
         Sibel’in annesi bu örneğe pek gülmüş:
         -“İlahi çocuk, devenin kinci olduğunu işitmiştim ama kibirli olduğunu ilk kez duyuyorum.” demiş. “Verdiğin örnek çok ilginç, ama deve kibirli görünse de aslında hiç de kibirli bir hayvan değildir. Kibirli olsa, yüzyıllar boyunca insanlara hizmet eder miydi? Bakın ne diyeceğim. Sanırım siz, devede olduğu gibi, arkadaşınız Ayşe için de yanılıyorsunuz. Belki de arkadaşınız kibirli değildir de, öyle görünüyordur. Ha ne dersiniz? Yerinizde olsam, yanına gidip onunla konuşmayı bir denerdim.”
         Çocuklar Sibel’in annesinin öğüdünü dinlemişler. Ayşe’nin yanına gidip onu oyunlarına davet etmişler. Ayşe sevinerek onlara katılmış.
         Daha sonraları Sibel Ayşe’ye, onu ilk gördüğü gün kendisine neden gülümsemeyip başını çevirdiğini  sormuş. Ayşa bunun farkında olmadığını söylemiş ve:
         -“Benim gözlerim miyop olduğu için uzağı iyi göremiyorum. Buraya taşındığımız gün arkadaşların gözlüklerimle alay edeceklerinden korktuğum için gözlüklerimi takmamıştım. Her halde onun için senin gülümsediğini görmedim.” demiş.
         Sibel yaptığı hatayı anlamış. Bir daha peşin hükümlü olmayacağına kendi kendine söz vermiş. Ayşe’ye:
         -“Sen de bundan böyle gözlüklerini tak. Çünkü mahallede gözlüklerinle alay edecek kadar bilgisiz arkadaşımız yok.” demiş.
         Ayşe de o günden sonra gözlüklerini gözünden hiç çıkarmamış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder