Bir varmış, bir yokmuş. İster inanın, ister inanmayın
sevgili çocuklar. Bir zamanlar Mırnav kedi ile Havhav köpek çok iyi anlaşan iki komşu imişler. Öyle
ki; sabahleyin daha uykudan uyanır uyanmaz kapılarının önüne çıkıp
birbirlerinin hatırlarını sormadan edemezlermiş. Gün boyu da hiç mi hiç
ayrılmazlar, nereye olsa beraber giderler, beraber yer içerlermiş. Havhav köpek
kediye bekçilik eder, onu düşmanlarından korur; Mırnav kedi de mırıl mırıl
şarkılar söyler, arkadaşını eğlendirirmiş.
Günlerden bir gün, hayvanlar kralı aslan bu iki komşuya çok
yakın bir yere taşınmış. Mırnav kedi, her gün pek çok hayvanın saygı ile yanına
girip çıktığı bu yeni komşusunu çok merak etmeye başlamış. Kurnaz tilki aslana
uşaklık ediyormuş. Mırnav kedi birkaç kez gidip tilkiye:
-“Ne olur tilki kardeş, kralımızı görmeme izin ver. Çok
merak ediyorum.” diye yalvarmış. Ama tilki:
-“Haydi oradan pis kedi. Sen kim oluyorsun da koca kralı
görmek istiyorsun?” diye onu azarlamış,
kralı görmesine bir türlü izin vermemiş. Üstelik de “Kralı bir görsen bir daha
ömrün boyunca unutamazsın. Öyle alımlı bir yürüyüşü vardır ki kimse onun gibi
yürüyemez. Hele kükrediği zaman yer yerinden oynayacak sanırsın. Yelelerinin
güzelliğini anlatmaya gücüm yetmez.” der, Mırnav kedinin büsbütün ilgisini
çekermiş.
Gene bir gün Mırnav kedi tilkiye kralı görmek için
yalvarırken tilki:
-“Sana kralı gösteririm ama bir şartım var. Git komşu
çiftlikten bana bir tavuk getir, ben de sana kapının aralığından kralımızın
nasıl yemek yediğini, göstereyim.” demiş. Kedi razı olmuş. Ne yapmış ne etmiş,
tavuğu alıp tilkiye getirmiş. Tilki, tavukla bir güzel karnını doyurduktan
sonra, kapının aralığından Mırnav kediye aslanın yemek yemesini seyrettirmiş.
Kedi, aslanı çok beğenmiş.
-“Ah... Keşke köpekle arkadaş olacağıma böyle kuvvetli bir
kralla arkadaş olsaydım. Hem daha asil bir komşum olur, hem de beni
düşmanlarımdan daha iyi korurdu.” diye düşünmüş ve o günden sonra aslanın
kapısının önünden ayrılmaz olmuş. Bir gün aslan yürüyüşe çıkarken ayağı bir
taşa takılmış, tökezlemiş. Mırnav kedi aslanın kendisine selam verdiğini sanıp
sevinçle saklandığı yerden fırlamış, aslanın karşısına dikilmiş:
-“Selam sana sayın kralım. Ne olur izin verin sizinle dost
olayım. Hizmetinizi yapıp onur duyayım.” demiş.
Aslan:
-“Benim, şu pençelerimden başka dostlarım yoktur. Ama hizmet
etmek istiyorsan edebilirsin. Canı isteyen hizmetimde bulunabilir.” diye cevap
vermiş.
Mırnav kedi aslanın bu sözlerine çok sevinmiş. Hemen koşup
nesi var nesi yoksa aslanın yuvasına taşımış. O günden sonra da bir daha eski
dostu köpeğe selam bile vermemiş. O, konuşmak istediği zaman:
-“Ben koca bir aslanın dostuyum. Köpeklerle arkadaşlık
edemem.” deyip yanından uzaklaşırmış.
Aradan aylar geçmiş. Havalar soğumuş, derken kış gelmiş. Her
yanı kar kaplamış. Bütün hayvanlar yuvalarına çekilmişler. Yalnız Mırnav kedi
aslanın yanında kalıp ona hizmet etmeye devam etmiş. Bir gün aslan, gün boyu
dolaştığı halde karnını doyuracak bir şey bulamamış. Karnı fena halde acıkmış.
Kediye:
-“Git eski dostun köpeği getir de karnımı doyurayım. Fena
halde açım.” demiş.
Kedi köpeğin yanına koşup:
-“Sayın kralım seni görmek istiyor. Hadi gel seni ona
götüreyim.” demiş. Ama köpek Mırnav kediye kanmamış. Aslanın onu yemek için
çağırdığını anlamış. Çok kızmış, Mırnav kediyi oradan kovmuş.
Kedi aslana olanları anlatmış. Aslan:
-“Öyle ise ben de seni yer, karnımı doyururum.” demiş. Kedi:
-“Aman
sayın kralım nasıl olur? Siz benimle dost değil misiniz?” diye yalvarmış.
Aslan:
-“Ben seninle nasıl dost olurum?” diye acı acı gülmüş.
“Senin dostluğundan ne çıkar? Az önce, seni yıllarca koruyan dostunu bana yemem için getirmekte
sakınca görmedin.” deyip kediye saldırmış. Kedi yaptığı hatayı anlamış. Canını
binbir güçlüke aslanın elinden kurtarmış.
İşte o gün bu gündür, köpekler ne zaman bir kedi görseler o
olayı hatırlayıp kedilere saldırırlarmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder