Bundan yıllarca önce,
küçük bir çiftlikte Badi Badi isminde sevimli mi sevimli bir yavru ördek
yaşarmış.
Badi Badi’nin beş kardeşi daha varmış. Ama hiç birisi onun
kadar sevimli değilmiş. Küçük Badi Badi’nin bir tek kusuru varmış. Herkese inanır,
her sözün doğru olduğunu sanırmış. Örneğin; birisi gelip de en çok sevdiği
arkadaşı için “kötü” dese hemen ona inanıp arkadaşına darılırmış.
Ana ördek birkaç kez:
-“Her işittiğin söze inanma. Önce doğru mu değil mi araştır,
sonra karar ver.” diye onu uyarmak istemiş ama, küçük Badi Badi gene de her
söze inanmaktan bir türlü vazgeçememiş.
Günlerden bir gün ana ördek, Badi Badi’ye:
-“Gel seninle bir oyun oynayalım. Bu oyunun sonunda bakalım
neler olacak?” demiş ve Badi Badi’ye bir yere saklanmasını tembihlemiş.
Az sonra tepeli tavuk ana ördeğin yanına gelince:
-“Vak, vak, vaak. Vak, vak, vaak. Badi Badi kayboldu, acaba
ne yapsak?” diye üzüntü ile sormuş.
Tepeli tavuk Badi Badi’nin kayboluşuna gerçekten üzülmüş.
Önce ana ördeği avutmaya çalışmış, sonra da Badi Badi’yi arayacağına söz verip
oradan uzaklaşmış. Etrafına bakına bakına giderken, yolda hindi kardeşi görmüş.
Ona:
-“Gıt, gıt, gıdaak. Gıt, gıt, gıdaak. Ördek kardeşin yavrusu
kaybolmuş. İnanmazsan git de bak.” demiş.
Hindi, ördeğin iki yavrusunun kaybolduğunu duyar da üzülmez
mi hiç? Üzülmesine çok üzülmüş ama elinden ne gelir? Belki bulurum diye otların
arasında gezinirken kara koyuna rastlamış. Acı haberi hemen ona iletmiş.
-“Glu, glu gluuu, glu, glu gluuu. Sen de duydun mu ördek
kardeşin üç yavrusunun birden kaybolduğunu?” demiş.
Koyun sır saklamasını severmiş. “Benden duymasınlar.” diye
duyduklarını bir süre kimselere söylememiş. Sarı ineği görünce daha fazla
dayanamayıp:
-“Me, me, mee. Me, me, mee. Ördek kardeşin dört yavrusu
kaybolmuş. Sakın kimselere deme.” diye kulağına fısıldamaktan kendisini
alamamış.
Ehh, sarı inek bu. Böyle bir haberi duyar da durur mu hiç?
Yememiş, içmemiş, neme lâzım dememiş. Hemen karabaşın yanına koşup:
-“Mo, mo, moo. Mo, mo, moo. Ördek kardeşin beş yavrusu
kaybolmuş duydun mu?” diye sesinin olanca gücü ile bağırmış.
Karabaş, bunu bilse bilse mırnav kedi bilir diye kendi
kendine düşünmüş. Gidip mırnav kediyi bulmuş. Ona:
-“Hav, hav, hav. Hav, hav, hav. Ördek kardeşin altı yavrusu
da kaybolmuş. Duydun mu sayın mırnav?” diye sormuş.
Kedi, hiç haberi olmadığını söyleyip kendi kendine “Nasıl
olsa yavruları arayan bu kadar arkadaş var. Ben de gidip ördek kardeşi avutayım.”
demiş. Köpeğin yanından ayrılarak ördeğin kümesine gitmiş. Bir de ne görsün?
Ördek kardeş, bütün yavruları ile birarada yemek yemiyor mu?
Kedi, duyduklarını ördeğe bir bir anlatmış. Küçük Badi Badi
olanları duyunca çok şaşırmış.
O günden sonra, artık her duyduğu söze inanmamış. Önce
araştırıp sonra karar vermeyi öğrenmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder