18 Ocak 2017 Çarşamba

Küçük Ördek



         Bundan yıllarca önce, küçük bir çiftlikte Badi Badi isminde sevimli mi sevimli bir yavru ördek yaşarmış.
         Badi Badi’nin beş kardeşi daha varmış. Ama hiç birisi onun kadar sevimli değilmiş. Küçük Badi Badi’nin bir tek kusuru varmış. Herkese inanır, her sözün doğru olduğunu sanırmış. Örneğin; birisi gelip de en çok sevdiği arkadaşı için “kötü” dese hemen ona inanıp arkadaşına darılırmış.
         Ana ördek birkaç kez:
         -“Her işittiğin söze inanma. Önce doğru mu değil mi araştır, sonra karar ver.” diye onu uyarmak istemiş ama, küçük Badi Badi gene de her söze inanmaktan bir türlü vazgeçememiş.
         Günlerden bir gün ana ördek, Badi Badi’ye:
         -“Gel seninle bir oyun oynayalım. Bu oyunun sonunda bakalım neler olacak?” demiş ve Badi Badi’ye bir yere saklanmasını tembihlemiş.
         Az sonra tepeli tavuk ana ördeğin yanına gelince:
         -“Vak, vak, vaak. Vak, vak, vaak. Badi Badi kayboldu, acaba ne yapsak?” diye üzüntü ile sormuş.
         Tepeli tavuk Badi Badi’nin kayboluşuna gerçekten üzülmüş. Önce ana ördeği avutmaya çalışmış, sonra da Badi Badi’yi arayacağına söz verip oradan uzaklaşmış. Etrafına bakına bakına giderken, yolda hindi kardeşi görmüş. Ona:
         -“Gıt, gıt, gıdaak. Gıt, gıt, gıdaak. Ördek kardeşin yavrusu kaybolmuş. İnanmazsan git de bak.” demiş.
         Hindi, ördeğin iki yavrusunun kaybolduğunu duyar da üzülmez mi hiç? Üzülmesine çok üzülmüş ama elinden ne gelir? Belki bulurum diye otların arasında gezinirken kara koyuna rastlamış. Acı haberi hemen ona iletmiş.
         -“Glu, glu gluuu, glu, glu gluuu. Sen de duydun mu ördek kardeşin üç yavrusunun birden kaybolduğunu?” demiş.
         Koyun sır saklamasını severmiş. “Benden duymasınlar.” diye duyduklarını bir süre kimselere söylememiş. Sarı ineği görünce daha fazla dayanamayıp:
         -“Me, me, mee. Me, me, mee. Ördek kardeşin dört yavrusu kaybolmuş. Sakın kimselere deme.” diye kulağına fısıldamaktan kendisini alamamış.
         Ehh, sarı inek bu. Böyle bir haberi duyar da durur mu hiç? Yememiş, içmemiş, neme lâzım dememiş. Hemen karabaşın yanına koşup:
         -“Mo, mo, moo. Mo, mo, moo. Ördek kardeşin beş yavrusu kaybolmuş duydun mu?” diye sesinin olanca gücü ile bağırmış.
         Karabaş, bunu bilse bilse mırnav kedi bilir diye kendi kendine düşünmüş. Gidip mırnav kediyi bulmuş. Ona:
         -“Hav, hav, hav. Hav, hav, hav. Ördek kardeşin altı yavrusu da kaybolmuş. Duydun mu sayın mırnav?” diye sormuş.
         Kedi, hiç haberi olmadığını söyleyip kendi kendine “Nasıl olsa yavruları arayan bu kadar arkadaş var. Ben de gidip ördek kardeşi avutayım.” demiş. Köpeğin yanından ayrılarak ördeğin kümesine gitmiş. Bir de ne görsün? Ördek kardeş, bütün yavruları ile birarada yemek yemiyor mu?
         Kedi, duyduklarını ördeğe bir bir anlatmış. Küçük Badi Badi olanları duyunca çok şaşırmış.
         O günden sonra, artık her duyduğu söze inanmamış. Önce araştırıp sonra karar vermeyi öğrenmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder