18 Ocak 2017 Çarşamba

Memiş'in Rüyası



         Bir varmış, bir yokmuş. Masalların çok, kaygıların yok olduğu bir devirde, ya bir köyde ya da köyün az ötesinde bir çiftlikte, yaramaz mı yaramaz, Memiş isminde bir çocuk yaşarmış. Memiş, hayvanları hiç sevmez onlara hep eziyet edermiş. Rastladığı hayvanların ya kuyruğunu keser, ya kulağını koparırmış. Hele tavuklarla kazların tüylerini yolar yolar bırakırmış.
Günlerden bir gün Memiş ormanda gezintiye çıkmış. Farkına varmadan ormanın derinliklerine doğru gitmiş. Derken çok yorulmuş, dinlenmek için bir ağaca sırtını vermiş, oracıkta uyuyakalmış. Uyandığında bir de ne görsün? Gece olmuş, her taraf karanlığa gömülmemiş mi? Memiş’i bir korkudur almış.
         “Bu karanlıkta evin yolunu nasıl bulabilirim? Üstelik bir de üşüyorum ki dı, dı, dııı..” diye başlamış titremeye.
         İşte tam o sırada incecik bir ses:
         -“Üzülme sen küçük Memiş, ben sana yünümden veririm. Onu sırtına, göğsüne korsun, soğuktan korunursun.” demiş.
         Memiş, sesin geldiği tarafa bakmış, şaşırıp da kalmış. Çünkü bu, kulağını kestiği kınalı kuzudan başkası değilmiş. Memiş utana sıkıla kuzuya teşekkür edip, yününden alıp, sırtına göğsüne koymuş ve ısınmış. Sırtı ısınınca küçük Memiş’in aklına karnının açlığı gelmiş.
         -“Ah, ah... Bir lokmacık yiyecek bulabilsem, şu karnımı doyurabilsem.” diye yakınıp dururken birden çalılar aralanmış. Kuyruğu kopuk inek sütünü, tüyleri yoluk tavuk yumurtasını, kanadının teki yok arı da balını getirmiş. Memiş’e güzel bir sofra kurmuşlar, karnını doyurmuşlar. Memiş, yaptığı kötülüklerden ötürü utana sıkıla hepsine teşekkür etmiş.
         Eh, kuzu, inek, tavuk, arı Memiş’e yardıma koşar da Karabaş durur mu? Az sonra o da, Memiş’in attığı taşla ayağı yaralandığı için topallaya topallaya çıkagelmiş ve:
         -“Hey Memiş, Memiş ben de sana yardımcı olabilirim.” demiş. “İyi koku alan burnumla evin yolunu bulabilirim.”
         Kırat da Memiş’i sırtına bindirmiş, beraberce evin yolunu tutmuşlar.
         Derken Memiş’lerin eve tam yaklaştıkları sırada Memiş’in annesi:
         -“Haydi Memiş, uyan artık, nerede ise akşam olacak, ormanda uyumuş kalmışsın.” diye Memiş’i sarsarak uykusundan uyandırmış.  
         Meğer Memiş’in gördüklerinin hepsi rüya değil mi imiş?
         İşte o günden sonra Memiş, hayvanların insanlara ne denli yararlı olduklarını anlamış. Onları çok sevmiş ve bir daha hiç kötülük etmemiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder