Bundan ya bin, ya da binbir yıl önce bir deniz kenarında
Süslüler Ülkesi diye bir ülke varmış çocuklar.
Bu ülke insanları mal varlıklarını, başlarına taktıkları
altından ve elmastan yapılmış süslerle belli ederlermiş. Çok varlıklı olanlar
başlarını o kadar çok süslerlermiş ki , yürümekte güçlük çekerlermiş. Herkes
başındaki süslerin azlığına, çokluğuna göre ülke halkından saygı görürmüş. Başı
çok süslü olanlar çok sayılırlar, az süslü olanlar ise horlanırlar,
aşağılanırlarmış. İşte bu yüzden ülke halkı varını yoğunu biriktirip başını
süslermiş.
Süslüler ülkesinde Erdemliler ailesi diye tanınan beş
çocuklu, orta halli bir aile yaşarmış. Bu ailede kimse başına süs takmazmış.
Çünkü baba Erdemli her zaman çocuklarına:
-“Sevgili yavrularım, sizler başınızın dışını değil içini
süslemeye bakın. Okuyun, bilgi sahibi olun. Bir insanın değeri bilgisi ile
ölçülür. Başın üstündeki süslerle değil.” diye öğüt verirmiş.
Çocuklar da babalarının sözünü dinlerler, başlarına hiç süs
takmazlar, rahat rahat dolaşır, bol bol faydalı kitaplar okuyarak bilgilerini
artırırlarmış. Ama onların bu davranışı ülke halkı tarafından hiç de iyi
karşılanmazmış ve kimse onlarla doğru dürüst konuşmazmış.
Ailenin büyük oğlu Serhat bu duruma daha fazla dayanamamış.
Bir gün babasına:
-“Bu akılsız insanların bizleri küçümseyip hor görmelerinden
bıkıp usandım. İzin verirseniz başka bir ülkeye gideceğim.” demiş.
Baba Erdemli de oğluna izin vermiş. Serhat kısa bir sürede
hazırlığını yapıp, ailesi ile vedalaşarak evden ayrılmış.
Aradan çok uzun yıllar geçmiş. Ülke halkının böyle süse çok
düşkünlüğü giderek ülkeyi zayıf düşürmüş. Bu durumu gören düşmanlar fırsattan
yararlanıp Süslüler ülkesine savaş açmışlar.
Süslüler ülkesi insanları nerede ise yenilgiye
uğrayacaklarmış ki; çok bilgili birisi idareyi ele almış. Türlü oyunlarla
düşmanı altederek ülkenin başına geçmiş. Ülke halkı bu yeni başkanı hem çok
merak ediyor, hem de çok seviyormuş.
Bir gün başkan ülkeyi dolaşacağını ve büyük alanda halka bir
konuşma yağacağını ilân etmiş. Bunu duyan ülke halkı çok heyecanlanmış, herkes
gene ne kadar süsü varsa başına takıp başkanın geçeceği yerlere ve konuşma
yapacağı alana koşmuş.
Erdemliler ailesi de yeni başkanı çok beğeniyorlarmış. Onlar
da başkanın geçeceği yere gitmişler. Ama orada bulunanlar:
-“Başınızda bir tek süs bile yok, bu vaziyette başkanın
karşısına çıkıp da bizi utandırmayın.” diyerek onları zorla evlerine
göndermişler.
Derken başkanın arabası görünmüş. Araba halkın arasından
geçip doğruca Erdemliler’in evinin önünde durmuş. Meğer çocuklar, başkan,
Erdemli ailesinin büyük oğlu Serhat değil miymiş? Serhat hemen babasının
annesinin elini öpmüş, kardeşleri ile kucaklaşmış ve onları da arabasına alıp
halkın toplanacağı alana götürmüş. Orada halka:
-“Bundan sonra başınıza süs takmayı yasaklıyorum. Şimdi
başınızdaki süslerin hepsini toplayıp onlarla ülkemize fabrikalar, okullar ve
hastaneler yaptıracağım.” demiş.
Sonra da ülke halkının başındaki bütün süsleri toplatıp
ülkesine fabrikalar, okullar, hastaneler açtırmış, yollar yaptırmış. Ülkesini
kısa zamanda kalkındırmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder